27 Eylül 2008 Cumartesi

Gençlik Karavanı İstanbul Gönüllüsü Güncesi

"Daha az once ugurladim karavani, birkac saat once. Normalde karavan insanlari ugurlar, degil mi? Bu sefer durum biraz farkliydi. Karavan'ın Istanbul maceralerindan once;ben kimim, kim degilim birazcik anlatayim size. Ismim Fethiye, soyadim Erbil. Istanbul'da Ingilizce ogretmenligi okuyorum, 2. sinifa gectim. 3-4 senedir gonullu isler nerde, ben orda. Murat'la ve dolayisiyla Karavan'la tanismam da bu yolla oldu zaten. Son gunlerde en sik kullandigimiz laf gerek buraya; "gonullu dunyasi kucuk!". Ben kendi halimde, okuldaki kulübümle, kendi kurdugumuz dernekle, Istanbul'daki cesitli Stk'larla sivil toplum projelerini, AB Genclik projelerini, gonullu hizmetleri gerceklestirip, egitimlere katilirken okulda duzenlemeyi planlayip (basaramadigimiz) bir etkinlik icin cagri atmisstim cesitli gruplara ve sevgili Murat'la da o yola tanismistik. O gunden beri Murat yakami hic birakmadi, bak biz bir karavan projesi yapiyoruz, yollara cikiyoruz, sen de katil, dahil olmazsan uzulursun:) diyerekten:) Once faaliyetlerini takip ettim, Murat'la telefonda konustuk zaman zaman, basindan izledim, web sitesi hazirlandi, radyoya konuk oldu; baktim bu cig gibi buyuyor:) Ama biz bir turlu ne Ankara'da ne Istanbul'da bulusamiyoruz. En sonunda bizi bulusturan yine baska bir proje oldu, benim de destek verdigim ve organizasyonunda yer aldigim " 2010 Istanbul Avrupa Kultur Baskenti" kapsaminda duzenlenen yine bir Eylem projesi olan " Avrupa Kultur Baskenti'nde Gencler Harekette" projesine Karavan'ın da gelip katilimcilari bilgilendirmesine, ortami senlendirmesine karar verdik:)
Bana haber verdigi kadariyla Murat, gonulluler ve Karavan cumartesi gecesi yola cikacakti; ben de cumartesi gecesinden heyacanla beklemeye basladim. Ama bizimkilerden ses seda yok, acaba vazgectiler de haber mi vermediler diyorum, yollarda bir kaza olmasin diyorum...Neyse dedim, biraz uyuyayim, gece kalkar tekrar bakarim telefona. Neyse, sabah oldu, kalkar kalkmaz Murat'tan haber geldi; "Istanbul'a girmek uzereyiz. Telefonu yolu bilen bir arkadasa veriyorum". Telefonda sirin bir bayanin sesi; "Besiktas'ta bulusalim!". Tabi burasi IStanbul, otobus bekleyip, bulamayip iki aktarma yaparak gittim yanlarina; yuzyuze hic tanismadigim ama aylardir surekli haberlestigim insanlarla gorusecektim! Karavan'i Besiktas'ta, Inonu Stadi'nin yanina park etmislerdi; Proje koordinatoru Murat, proje sorumlusu ve kocu Gurkan Bey, Ankara'daki egitimden taze cikmis gonullulerimiz Sinem ve Gizem. Merhabalar, el sikismalar. Sira Gizem'e geldiginde "ben seni taniyorum aslinda" dedi, "sen de beni". Meger baska bir egitimde tanistigim daha sonra ortaklik yaptigim bir arkadasimin sikca bahsettigi en yakin arkadasiymis:) "Gonullu dunyasi kucuk!":)
Daha sonra sahilde, bogazin serin sulari yanimizdan akarken, biz caylarimizi yudumlayip bulusmanin keyfini cikardik, Karavan'in ayrintilari, Istanbul'da yapilacaklar, goruselecek milyonlarca kurum ve kisi ama elde olan sadece iki gun; Murat'la Gurkan Bey'in atismalari, Sinem'in uykusuzluktan kizarmis gozleriyle dahi gulumsemesi:) Hazir Istanbul'a gelmisken Karavanla daha dogrusu proje sorumlulariya gorusmek isteyen ilk grup Atik Pillerin Geri Donusumu uzerinde calisan kisilerdi, onlarla yaptigimiz sicak sohbetin ardindan karavanimizi park ettigimiz yerden alip projenin gerceklestigi Taksim Muammer Karaca Tiyatro Salonu'na dogru yola ciktik, ama Istiklal'e Karavani sokmazlar ki! E ne yapacagiz; bir otopark bulalim. Bulduk ama ond araba arkada karavani gorunce gozleri korkan park gorevlileri bir sure bizi iceri almakta direndiler; karavani arabada ayirdik, bayanlar olarak nezaketimiz kullanip gorevlileri bilgilendirdik, kavgasiz gurultusuz anlastik, karavanimizi oraya park edip Istiklal'e yol aldik...Binlerce insan...Ayni sokakta...Bir asagi, bir yukari...Belki cogu Istanbul disindan gelmis, Karavan'in gittigi ya da gidecegi sehirlerden...Muammer Karaca, projedeki insanlarla tanısma, İstikla'in binlerce sesi, kokusu, hikayesi arasında yürüyüp keyifli bir aksam yemeği yeme hep beraber...
Gizem, sinem, Altuğ ve elbette Murat, Gürkan Bey (aslında abi:), bir günlük tanışıklığa rağmen yılların arkadaşı gibi şakalaşmalar, sohbetler, yeni proje fikirleri...Akşam Muamer Karaca'ya dönüp konuşmaları izledik, dinledik. Gece kalmaları için çıkan ufak-tefek! pürüzleri sevgili Murat ve gürkan Bey'in güçlü insan ilişkileri ve ikna-pazarlık yetenekleriyle otel resepsiyonundaki çocuğu da gençlik projeleriyle bilgilendirip, kalacak yer sorununu çözme:) Klimasız olmaz ama, dimi?:) Bir otelim olsa, adını "Gençlik Oteli" koysam ve gönülü herkes ücretsiz kalabilse orda:))
Ertesi gün ise sabaha bensiz bir başlangıç yapmışlardı, ben sabahtan ders kaydı denen baş belasıyla uğraşıyordum kan ter içinde. Keşke dersleri almak için gösterdiğimiz bu çabayı geçmek için de gösterebilsek:)) Öğlen TRT Radyo binasında katıldım grubuma, karavanı oraya park edip (nasıl park edildiğini de öğrenip), sponsorluk görüşmeleri için koordinatörümüz ve proje sorumlumuzu orada bırakıp biz Anna Lindth sergisindeki fotoğrafları yüklenip Mummer Karaca'ya geri dönüyoruz. Taksim'in ortasında ellerinde resim çerçeveleriyle üç kız:)) Sergiyi kurup, masamızı süsleyip diğer sivil toplum kuruluşlarının gelmesini bekliyoruz. Onlarla tanışıyoruz, bilgi alıp bilgi veriyoruz. İlgi ve merak yoğun:) Karavan mı? Gerçekten bir karavan mı var?:))) Daha sonra sunmlra geçiyoruz, en son çıkan ve en az süresi biz olan osak da Gürkan Bey'in müthiş ve iğneleyici dakikliğiyle bunu da atlatıyoruz. Yeni fikirler çıkıyor orda, yeni ortaklıklar. Karavan Avrupa yollarına düşecek sanırım...
Bu ortaklık konuşmalarını sürdürmek için bize yapılan boğaz turu ve akşam yemeği davetini geri çevirmeyip peşlerine takılıyoruz:) Boğazın lacivert suları üzerinde güneşin batışı...Projenin yorgunluğunu atıp, karınlarını da bir güzel doyurup İstanbul'un keyfini çıkarıyor insanlar:) Ben de Tuzla belediyesi, Ab Ofisindeki sevgili arkadaşla Karavan'ı anlatıyorum ve daha birkaç cümle sonra onlardan da bir davet alıyoruz...Karavan'ın yolu İstanbul'a çok ama çok düşecek anlaşılan...Çok da hoş olacak düşmesi:)
Artık veda vakti. Herkes kendi yoluna, yoğun hayatına geri dönüyor yavaş yavaş. Ama ceplerimizde numaralar, akıllarımızda güzel hatıralar ve kalbimizde çok güzel insaları tanımış olmanın mutluluğu var...Daha yeni başladık, çok çok görüşeceğiz bunda sonra:))

Fethiye,Karavan İstanbul gönüllüsü:)

Hiç yorum yok: