18 Aralık 2008 Perşembe

Halis Yesil Konusma Metni Notu

POLİS RADYOSU-GENÇLİK KARAVANI 17.12.2008

1. Gençler ve Mesleki Eğitim
Türkiye'de genç nüfus önemli problemlerle karşı karşıyadır. Eğitimsizlik, yoksulluk, bunların bazılarıdır.

• Kuşaktan kuşağa geçen yoksulluk,
• Çalışan genç yoksulluğu
• Ağır iş koşulları
İstihdamın, tek başına gençlerin ekonomik sorunlarını dahi çözmekte yeterli olamayacağını göstermektedir.
Türkiye mesleki eğitim alanında çok köklü geleneğe sahiptir. Selçuklulara kadar uzanan köklü bir mesleki eğitim geleneği bulunan Türk toplumu gençlere dönem dönem faklı yapılar içerisinde mesleki eğitim olanağı sağlamıştır. Bugün de gençlere eğitim verilmektedir.

Gelişen uluslararası rekabet gelecekte gençlere büyük sorumluluk yüklemektedir. Bugün okulda öğrenci ya da işsiz olan bir genç birkaç yıl sonra istihdama katılarak geçerek topluma hizmet vermektedir.

2. İstihdam
Türkiye'de genç işsizliği uzun yıllardan beri yetişkin işsizliğinin en az iki katıdır. Bu olgu genç işsizliğini azaltmak için Türkiye'de yeterli politikalar uygulanmadığını göstermektedir. Ayrıca, bu oranlar genç işsizliğiyle mücadele için ekonomik ve sosyal politikaların birlikte tasarlanmalarını gerektirmektedir.
Ağustos 2008 döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 770 bin kişi artmıştır. Çalışanların,
• % 61.1'i lise altı eğitimlidir.

Yine aynı dönemde istihdamı
• % 18.1'ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturmaktadır.
• Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı % 48.1 iken, yükseköğretim mezunlarında
bu oran % 78.9’dur.
3. Eğitim sorunu çözmekte yeterli midir?
Göstergeler Türkiye'de eğitimin gençlerin işsizlik sorununu çözmekte yeterli olmadığını gösteriyor. Türkiye'de yeni mezun olan, lise ve üzeri eğitim almış yüksek sayıdaki genç işgücünün istihdam olanakları oldukça düşük. Örneğin 20-24 yaş grubundaki genç işsizlerin yüzde 18,5'i üniversite mezunudur.
Türkiye'de yeni mezun eğitimli gençlerin işsizlik problemlerinin temel nedenlerinden biri, eğitim sisteminde edinilen niteliklerin işgücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyuşmadığı, diğeri ise eğitimden istihdama geçişi kolaylaştıracak, gençlere hizmet veren sistemli bir danışmanlık ve rehberlik hizmetine gerek olduğudur.
Dezavantajlı gençlere yönelik merkezlere de acil ihtiyaç bulunmaktadır. Bu merkezler, sosyal içermeye yönelik de gençlere katkıda bulunabilir. Bu katkı öncelikle dezavantajlı gençlerin güçsüz oldukları birçok alanda güçlendirilmesine yönelik olmalıdır.

4. AB Boyutu:
2000:Lizbon Avrupa Konseyi sonucunda genel ve mesleki eğitimde ölçütler belirlenmiştir.
Bu bağlamda, Avrupa Birliği küreselleşmenin ve bilgi toplumuna geçişin yarattığı ihtiyaçlar doğrultusunda dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi haline gelme hedefini ortaya koymuştur.

2003:AB Eğitim Bakanları 2010 yılına kadar gerçekleştirilme üzere 5 hedef belirlemiştir.
- 22 yaşındaki vatandaşların en az %85’i ortaöğretim mezunu olmalıdır.
- 18-24 yaş arasındaki vatandaşlarda liseyi bitirmeden ya da meslekî eğitim almadan okulu bırakanların oranı %10'un altında olmalıdır.
- Matematik, bilim ve teknoloji alanından mezun olanların oranı %15 artırılırken, cinsiyet dengesizliği azaltılmalıdır.
- 15 yaşındakilerde okuma-yazma yetersizlikleri 2000 yılının verilerine göre %20 azaltılmalıdır.
- 25-64 yaş arasındaki vatandaşların Hayat Boyu Öğrenime katılım oranlan ortalama en az %12,5 olmalıdır.

5. Öneriler
Hükümetlerce, kalıcı ve süreklilik isteyen gençlik politikalarının oluşturulması ve sürdürülmesi gereklidir.

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programı kapsamında yapılan Gençlik Projeleri gençlerin aktif olmalarına ve sosyal hayata dâhil olmalarına yardım etmiştir. Ayrıca, birçok gencimizin AB ülkelerindeki durumu analiz etmelerine yardım etmiştir. Yine bu irtibatlarla AB ülkelerinde gençlerimiz iş imkânları bulmuşlardır.

Sonuç olarak;
• Gençlere ve eğitimine önem vermemek toplumlar için gerçek bir risktir.
• Gençleri geleceğe hazırlamak için geleceğin mesleklerini öğretmek gerekir. Geleneksel meslekler yerine yeni ve yüksek katma değer yaratan meslekler öğretilmelidir.
• Bizim kuşağımız bir önceki kuşağa göre şanslı olabilir. Ancak, gençleri kendimiz gibi değil de geleceğin şartlarına göre yetiştirmezsek, onların nitelikleri gelecekte bir anlam ifade etmeyebilir.
• Gençlerin dil eğitimine önem verilmelidir. Batıda liseyi bitiren bir genç ortalama 2 yabancı dil bilirken, Türkiye’de belirli okullar dışında dil eğitim programları bulunmasına rağmen öğrencilerin yabancı dili kullanacak düzeyde öğrenemedikleri görülmektedir.
• Tek başına eğitim yetmez. Sosyal hayatı düzenlemek, eğitimli gençlere, sosyal travma yaşatmamak gerekiyor. İyi bir eğitimin yanı sıra, iyi bir sosyal hayat ve istihdam olanağı da sağlamak gereklidir.
• Hayat Boyu Öğrenme süreçleri desteklenmelidir.

Dr. Halis YEŞİL
Milli Eğitim Bakanlığı
Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü
AB Birimi Koordinatörü
Ankara
0 312 2126880-4176
05325085027

Hiç yorum yok: